Halkla Iliskiler Faaliyetleri ve Örgütlerde Kültür Kavrami Iliskisi

Cagimizda her sey belli bir gelisim ve degisim göstermektedir. Bu degisimle birlikte örgütlerde, gündeme gelen ulusal ve uluslararasi düzeyde gittikce siddetlenen rekabet ortami, sosyal bilinclenme, sosyal sorumluluk ilkesinin belirginlesmesi, sosyo-kültürel ve ekonomik girisimler, ticari yapilanmalar, teknolojik gelismeler, yönetim anlayisindaki degismeler, örgütlerin cevrelerine ve kamuoyunun destegine olan bagimliliklarinin artmasi gibi bircok neden, halkla iliskiler faaliyetleri gerekliliginin anlasilma nedenlerindendir. Halkla iliskiler faaliyetlerinin verimli bir bicimde etkin olmasinda kültür olgusu önemli bir rol oynar. Her kurumun kendine özgü bir kültürü oldugu genel kabul görmektedir. Kurum ve örgütleri, cansiz ve sosyolojik olgularin disinda düsünmek mümkün degildir. Örgütsel kültür, kurumun bireyleri tarafindan paylasilan bir degerler bütünüdür. ‘Bir birey yeni bir örgüte girdigi zaman kendi deger ve inanclarini birlikte getirir. Ancak bu degerler ve inanclar, bireyin örgüt icindeki basarisi ve uyumu icin yeterli olmamaktadir. Birey, örgütsel degerleri ve genel olarak örgütte islerin nasil yürüdügünü ögrenmek uyum saglamak zorundadir (Luthans, 1995: 497). Bu süreci hizlandiran, destekleyen birim halkla iliskilerdir. Gerek kurum ici halkla iliskiler faaliyetlerinde, gerekse kurum disi halkla iliskiler faaliyetlerinde, kültür kavrami ve halkla iliskiler faaliyetlerinin iliskilendirilmesi geregi kacinilmaz bîr öznedir. Bu makalede halkla iliskiler faaliyetleri ve kültür kavrami iliskisi irdelenmeye calisilmistir.